Yaşam

Nasyonal Sosyalizm nedir? Nasyonal Sosyalizm Ne Zaman Ortaya Çıktı?

Nazizm olarak da bilinen Nasyonal Sosyalizm, 1933-1945’in ortalarında Almanya’da yaygın olan bir siyasi ideolojidir. Esasen, Nazi Partisi’nin lideri ve o sırada Almanya’nın Şansölyesi ve diktatörü olan Adolf Hitler ile bağlantılıdır. Bu ideolojiyi anlamak için içeriğimizi inceleyelim.

Nasyonal Sosyalizm veya Nazizm bir boşlukta ortaya çıkmadı. Kökleri, 20. yüzyılın başlarında, en önemlisi de Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan çeşitli siyasi ve toplumsal koşullara dayanmaktadır.

Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra Almanya hem ekonomik hem de sosyal olarak harap oldu. Versay Antlaşması, Almanya’ya ağır tazminatlar ve toprak kayıpları dayattı, bu da halk arasında yaygın bir memnuniyetsizlik ve kızgınlığa yol açtı. Savaş sonrası Almanya’da kurulan Weimar Cumhuriyeti siyasi olarak istikrarsızdı ve ülkenin zorlu ekonomik durumunu yönetmek için mücadele ediyordu.

Bu siyasi ve ekonomik istikrarsızlık ortamında birçok ideoloji zemin kazanmaya başladı. Resmi adı Nasyonal Sosyalist Alman Kurmay Partisi (NSDAP) olan Nazi Partisi de bu dönemde öne çıkmaya başlayan siyasi kümelenmelerden biriydi.

Nasyonal Sosyalizmin kökleri çeşitli ideolojilere kadar uzanabilir, ancak çok ulusluluk, anti-Marksizm ve bilimsel ırkçılık unsurları öne çıkar. Bu ideolojiler büyük ölçüde Birinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’daki sosyo-ekonomik koşullara bir tepkiydi. Aynı zamanda, “Aryan” ırkını ırksal hiyerarşinin en üstüne yerleştiren sosyal Darwinist düşünce ve ırksal saflık ve öjeni teorilerinden de büyük ölçüde yararlandı.

Adolf Hitler’in Nasyonal Sosyalizm ideolojisinin şekillenmesinde değerli bir rol oynadığını belirtmekte fayda var.

Hitler’in etkili kitabı ‘Mücadelem’ (Mücadelem), ateşli antisemitizm, Lebensraum (yaşam alanı) kavramı ve Ari ırk üstünlüğü kavramı dahil olmak üzere Nazizmin temel kavramlarının çoğunu özetledi.

Hitler’in güçlü belagatiyle birleşen karizmatik kişiliği, Alman halkının ortasında var olan hoşnutsuzluk ve umutsuzluktan yararlanmasını sağladı. Nasyonal Sosyalizmi Almanya’nın sorunlarına bir çözüm olarak sunan Hitler, Nazi Partisi’ni iktidara getirmeyi başardı ve Nazi Almanya’sının karanlık dönemine giden yolu açtı.

Nasyonal Sosyalizmin temel ilkelerinden biri, ırkın saflığına, özellikle “Aryan” ırkının konuşmadaki üstünlüğüne olan inançtı.

Naziler, Aryanların en saf ve üstün ırk olduğu ve diğer ırklara hükmetmeye mahkum oldukları fikrini yaydılar.

Irksal saflığa olan bu inanç nedeniyle, ağır ve ölümcül bir Yahudi tepkisi oluştu. Hitler ve Naziler, Almanya’nın Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetmesi ve ardından gelen ekonomik zulüm de dahil olmak üzere birçok sorunundan Yahudileri sorumlu tuttu. Bu günah keçisi ilan etme, sonunda Holokost olarak bilinen ve altı milyon Yahudinin sistematik olarak öldürüldüğü korkunç bir soykırıma yol açtı.

Nasyonal Sosyalizmin bir diğer temel ilkesi, Lebensraum veya yaşam alanı kavramıydı.

Hitler, Mein Kampf adlı kitabında, Alman halkının Aryan ırkının hayatta kalmasını ve büyümesini sağlamak için daha fazla alana ihtiyacı olduğunu savundu. Bu inanç, Nazilerin saldırgan bölgesel genişlemesini haklı çıkardı ve sonunda II. Dünya Savaşı’na yol açtı.

Nasyonal Sosyalizm, Führerprinzip veya liderlik ilkesini de destekledi.

Bu ilke, her örgütün mutlak güce sahip tek bir başkanı olması gerektiğini belirtti. Başkanın kararları sorgulanmayacak ve itaatsizlik tolere edilmeyecekti. Hitler’in kendisi, Nazi Almanya’sının Führer’i (Lideri) olarak bu unsurun enkarnasyonuydu.

Bir başka kritik inanç, Volksgemeinschaft veya popüler topluluk kavramıydı.

Naziler, ırk, kültür ve mirasla birbirine bağlı, birleşik ve homojen bir ulusal topluluk yaratmayı amaçlıyordu. Bu kavram, Alman halkı arasında bir birlik ve amaç duygusunu teşvik etmek, ırksal veya sosyal açıdan istenmeyen bireyleri dışlarken sosyal dayanışmayı teşvik etmek için kullanıldı.

Nazizm, Marksizm ve komünizme şiddetle karşı çıktı ve onları Alman ırksal saflığına ve ulusal kimliğine tehdit olarak gördü.

Almanya’daki ekonomik ve siyasi istikrarsızlıktan bu ideolojileri sorumlu tuttular ve zemin kazanmak için anti-Marksist duyguları kullandılar.

Bunlar Nasyonal Sosyalizmin temel unsurlarıdır, ancak ideoloji daha fazla karmaşıklığı kapsar. Bu inançların insanlık tarihindeki en acımasız vahşetlerden bazılarına yol açtığını anlamak, nefret dolu ve çok ideolojilerin yıkıcı potansiyelini vurgulamak açısından paha biçilmezdir.

Nasyonal Sosyalizmin en yıkıcı etkisi, elbette, altı milyon Yahudi’nin sistematik olarak öldürüldüğü Holokost’tur.

Bu, insanlık tarihindeki en korkunç soykırım eylemlerinden birini temsil ediyor. Antisemitizm, Nazi ideolojisinin merkezinde yer alıyordu ve olabilecek en kötü biçimini, Nazilerin Yahudileri tamamen yok etmeye yönelik planı olan ‘Nihai Analiz’in uygulanmasında gösterdi.

Nasyonal Sosyalizm, İkinci Dünya Savaşı için değerli bir katalizör olmuştur.

Lebensraum yani yaşam alanı ilkesinden beslenen saldırgan yayılmacı politikalar birçok ülkenin işgaline yol açmış ve savaşı tetiklemiştir. 2. Dünya Savaşı, insanlık tarihinin en ölümcül çatışmasıydı ve o dönemde 70-85 milyon insanın yani dünya nüfusunun yaklaşık %3-4’ünün ölümüne neden oldu.

Nasyonal Sosyalizm politikaları kültürel ve bilimsel alanda büyük kayıplara neden oldu.

Yahudi entelektüeller, bilim adamları ve zanaatkârlar sürgüne gönderildi, öldürüldü veya toplama kamplarına gönderildi. Naziler ayrıca Avrupa genelinde kültürel anıtların kapsamlı bir şekilde yağmalanmasını ve yok edilmesini gerçekleştirdi.

İkinci Dünya Savaşı sonunda Almanya’nın Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılması, farklı siyasi ideolojilere sahip iki ülkenin daha oluşmasına yol açtı:

Bu ayrım, kapitalist Batı Almanya ve komünist Doğu Almanya’dır. Bu bölünme, 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılışına kadar kırk yılı aşkın bir süre devam etti. Bu bölünmenin ve müteakip yeniden birleşmenin etkileri bugün Almanya’da hâlâ hissediliyor.

Naziler tarafından işlenen vahşete yanıt olarak, uluslararası toplum insan hakları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili yeni yasalar çıkardı.

Nürnberg Mahkemeleri, uluslararası hukukun kurulmasında bir dönüm noktası oldu. Ayrıca, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, gelecekte bu tür büyük çaplı çatışmaları önlemek için Birleşmiş Milletler kuruldu.

Nasyonal Sosyalizmin sosyal ve politik etkileri bugün hala görülebilmektedir.

Dünyanın çeşitli yerlerinde Nasyonal Sosyalizmden beslenen Neo-Nazi hareketleri ortaya çıkmıştır. Nasyonal Sosyalizmin hatıraları ve dersleri, özellikle ırk, milliyetçilik ve otoriterlik konularında siyasi söylemi şekillendirmeye devam ediyor.

Sonuç olarak, Nasyonal Sosyalizmin etkileri dünyamız üzerinde geniş kapsamlı ve uzun vadeli etkilerdi ve birçok ideolojinin yıkıcı potansiyelinin kesin bir hatırlatıcısı olarak hatırlanıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu